Kübra, seçilmişlik, inancın
önemli kavramları gibi konuların farklı biçimde analiz edilmesini gerekli
kılmıştır. Yapım gerek dinler tarihinin en önemli kurumu Peygamberlik mevkii ve
gerekse gelecekteki dinsel motiflerle ilgili konuların yeniden üzerinde
durulmasını gerektirmiştir.
Peygamberler vahiy meleği
aracılığıyla Tanrı’nın buyruklarını edinmekte yani vahiy almaktadırlar. Her
peygamberin destekçileri bulunduğu gibi karşıtları da vardır. Karşıt gruplar
genellikle peygamberleri sahtekarlıkla suçlamışlardır. Sonraki asırlarda bilgi
ve kuramların gelişmesiyle daha farklı eleştiriler ya da teoriler ortaya
koyulmuştur. İlki ruhi sorunlar yaşadıkları iddiasıdır. Ya peygamberler mistik
bir alemle içli dışlı olmak yerine seçildiklerine inanıyor ve iddialarını
sürdürüyorlarsa? Şizofreni ve narsist kişilik tanıları bu durumda onlara
atfedilmeye çalışılmaktadır. İkinci durum ise peygamberler bazı mesajları
alsalar bile bu mesajların kaynağının gerçek tek ve benzersiz Tanrı olduğu
nasıl bilinebilir? Özellikle New Age dini ya da dinselleşme eğilimli
yapılanmalar Uzaylı Tanrı fikrini artık iyice olgunlaştırmıştır. Anunnaki,
Rael, Orthon fark etmeksizin hangi ada sahip olurlarsa olsunlar insanları var
edip olgunlaştıranın uzay kaynaklı medeniyet olduğuna inanılmaktadır. Kübra
isimli dizide uyarıcı karakterin Tanrı zannettiği gücün aslında teknoloji
temelli bir uygulama olması Antik Astronotlar görüşünü yeniden gündeme
getirmiştir.
Hemen her din Altın Çağ
inancında bir kurtarıcı beklemektedir. Genel adlandırılmalarıyla Mesih ya da
Mehdi peygamber olmamakla birlikte bu kurtarıcının makamını ifade eder. Evanjelizm
ve Siyonozim gibi siyasete de yön veren akımların mihenk taşını Mesih
beklentisi oluşturur. Bu durumda ileriki dönemde kurtarıcı kimliğine bürünecek
bir kişi de yapay zekâ tarafından yönlendirilebilir. Teknoloji ve biyolojinin
hibritleşmesi bu yeni hibritin ise kesintisiz internete entegresi gelişmiş
algoritmaların etkisini güçlendirecektir. Bu güçlü algoritma belirlediği kişinin
seçilmişliğini destekleyebilir ya da kendisini seçilmiş olarak sunabilir. Bu
durumda değerleri mutlaka iç ve dış politikada kullanan devletler direnç
gösterebilirler. Her mistik gurunun her şeyi göze alan mensupları bulunur ve bu
mensuplar yeri geldiğinde sistemle çatışmaktan asla çekinmezler. Kübra isimli
yapımda da ana karakterin mensupları polisle çatışmaya girmektedirler. Üstelik
bu mensuplar o ana kadar kendi hallerinde yaşayan sıradan ve tehlikesiz
vatandaşlardır. Devletin dini yönlendirici olarak kabul ettiği ülkelerde devlet
dışı ya da karşıtı bir klavuza yer bulunmamaktadır. Yüzlerce yıllık Türk siyasi
tarihinde birçok mesih, mehdi, tarikat ya da cemaat önderi belirmiştir. Devlet
tehlikeyi kabul ettiği an hepsini yok etmiştir. Karizmatik liderliğin merkezi
siyaset ve devletle çatışmayacağı muallaktır. Dinlerin beklediği kurtarıcı bir
gün gerçek anlamda belirse bu kurtarıcıya yapay zekâ sistemi savaş açabilir ya
da biat edebilir. İlk durumda gerçek ve sanal kurtarıcıların cemaatleri
oluşacak ve yeni bir çatışma başlayacaktır. İkinci durumda ise güçlü bir
ittifaka devlet mekanizmaları da destek verebilecek bu durumda ise inançsızlar
büyük risk altında bulunacaklardır. Böylece liberal değerlerin sarsıldığı bir
düzen oluşur.
Yapay zekânın Tanrı ya da
kurtarıcılığının kitleler nezdinde ilk etapta nasıl karşılanacağını
bilemiyoruz. Çünkü o mükemmelliğine rağmen insan yapımıdır ve fantastik
ögelerden, mucizelerden uzaktır. Mucize, keramet, belirsizlik ve bilinmezlik
olmadan bir Tanrı’nın kabul edilmesi insanlık tarihinde görülmemiştir. Ancak bu
yorumu sahip olduğumuz alışkanlıklara dayanarak yapabiliyoruz. Onlarca yıl
sonra doğacak nesillerin mucize tanımları belki de istedikleri bilgiye doğru
olmasa da ulaşabilmeleri ya da sanal gerçekliklerinde yaşamaları olacaktır. Sonuçta
‘’Kübra’’ geçmişin ve geleceğin dini ögeleriyle yeniden yüzleşmemizi sağladı.
Yapımcıların muhtemelen bu denli derin bir tartışma ortamı oluşturma niyetleri
yoktu. Ancak din ya da teknolojiye dahil küçük emarelerin bilgi sorgulamalarını
getirmesi gelişmiş bir vizyondur. Din, tebliğ, kurtarıcı ve süper teknolojinin birleştiği
bir ortam insanın zihin dünyasını altüst eder. Çünkü mevcut insan bile neyin ne
kadar doğru olduğunu hangi seçeneğin peşinden gitmesi gerektiğini
bilmemektedir. Göz önünde bulundurulması gereken bir hususta bilinmezliği
yönetmek isteyen din-teknoloji şirketleri yeni projeler üretmek
isteyeceklerdir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder