İnsan tabiatı her daim gelişme içerisindedir. Buna bağlı olarakta medeniyetlerin kurulmaları ve aynı doğrultuda ilerleme göstermeleri beklenen doğal gelişmelerdendir. Fakat bazı gelişmeler insanlığın doğal seyrinin dışında bazı odaklarca kurgulanmış ve beşeriyatın yeni bir yola girmesini sağlamışcasına ortaya çıkmıştır. Örneğin gelişen tıbbi olanakların insanların yaşam kalitelerini hissedilir oranlarda yükselttiği bir gerçektir fakat canlıların genetikleriyle oynamak veya ortak DNA'lardan yeni canlılar türetmek, bilimsel gelişmelerle açıklanamaz. Kadim tarih pagan mirası özellikle silindir mühürlerde melez canlıları karşımıza çıkartmaktadır. Bu kimi zaman aslan vücutlu insan kafalı hibrit varlıkken, kimi zaman ise kanatları bulunan bir boğa figürü biçiminde yer alır.
Yine kadim dönemlerde yaşandıkları öne sürülen Atlantis'in batması ve Nuh tufanı mitleri günümüz bilimsel koşullarında yorumlandıklarında bu gibi olayların yaşanmadığı görülmektedir. Fakat bilimsel uygulamalar, Atlantis benzeri yurtların kurulabileceğini gösterirken, Nuh'un Gemisi'nin işareti ise canlıların bilgilerini taşıyan platformların inşaları olarak meydana çıkacaktır. O halde bilim ve teknoloji olarak öne sürülen gelişmelerden insanlığın alışkanlıklarında kırılmaya sebebiyet verebilecek en önemlileri adını koyamadığımız gruplar tarafından kurgulanmaktadır ve kaynağını ise antik pagan öğretisine dayandırmaktadır. Yani binlerce yıl öncesinde yer alan mitolojik tanrılar, yurtlar ya da olaylar gelişmiş versiyonlarıyla gelecek için kurgulanmaktadırlar.
İşte bu gelişmelerden birisi de dünya kamuoyunu son günlerde meşgul eden uzun ve kaliteli bir yaşamla üst düzey hafıza fonksiyonlarını vaad eden bir ilacın varlığıdır. Harvard ve New South Wales Üniversitesi'nden bir grup araştırmacının icat ettikleri ilaç farelerin hücrelerini yenilemeyi başarmıştır. Yapılan açıklamaya göre 2020 yılına kadar insanların kullanımına sunulacaktır. Deneyi yürüten akademisyenlerden Profesör David Sinclair yaptığı açıklamada ilk aşamada biyolojik yaşın ilaç sayesinde hissedilir oranda düştüğünü belirtmiştir.
Hafızayı da standartların dışında yükselten ilacın ise satış fiyatının herkesin edinebileceği tutarda olacağı açıklanmıştır. Bu durum bir çelişkiyi mi gösteriyor? Mucize gerçekleştirdiğini öne süren ilaç her kesimin ulaşabileceği kadar yakın olacaksa yeni medeniyet ''Öjenik Irk''çalışmalarında olduğu gibi üstün bir uygarlığı mı karşımıza çıkaracaktır?
Temel kaynağımız geleceğin geçmişin pagan birikimine dayanarak oluşturulduğuydu. O halde bu çalışmanında kökenini binlerce yıl evvelinde bulmak mümkündür. Aslında mitoloji ya da dinler tarihi ile ilgili olanların ekseriyeti Yahudi Kültüründeki besin ''Manna''nın, icat edilmesine ramak kalmış ilacın kökleri olduğunu savunur. Fakat Manna aslında Mısır soylularının genç ve güçlü kalmak için kullandıkları üründür. Fakat Musa Peygamber'in de Kudret Helvası isimli bir besin sayesinde Yahudileri onlarca yıl doyurduğu kutsal metinlerde bildirilmektedir. Musa'nın Mısır kültüründen etkilenmesi çok olasıdır. Mısır hangi kültürle etkileşimde bulunmuş olabilir?
Ambrosia ve Nektar, Yunan antik kültüründe bulunan ve Menna'nın özelliğine benzeyen birer besindirler. Tanrıların da tükettikleri bu besinler Herkül gibi yarı tanrılara ise tanrılaşmaları yani ölümsüz olmaları için özellikle verilir. Aslında Mısır ve Yunan uygarlıklarındaki ortak motifler Girit Medeniyeti ile açıklanabilir. Milattan önce 4000'li yıllarda oluşmuş Ege'de ki bu ilk medeniyet; Mezopotamya, Anadolu, Mısır, Yunanistan arasında bir köprü görevini ifa etmiştir.
Bu şeridin bir başka medeniyeti Pers paganizmi olan Zerdüştlükte de yine kutsal yiyeceğe rastlanır. Zerdüşt kutsal kitabı Avesta'da da geçen besin dinsel törenlerde kullanılmasının yanında bütün hastalıkların tedavisinde kullanılan ve kesin sonuç veren bir çözümdür.
Bütün bunlara karşın bu hattın ötesinde kalan Çin paganizmide Kutsal Şeftali'den bahseder. Şeftali Çin ve Japonya'da ölümsüzlüğün simgesidir ve tanrıların gıdasıdır.
Hindistan öğretisinde okyanuslardan elde edilen Amrita'yı içen ölümsüzlüğe sahip olmaktadır.
Kadim inançların benzer ögelerini artırabiliriz fakat paganist birikim insanlığa; tanrılara ait olan ya da tanrısal olan besinlerin, ölümsüzlüğü sağladığı, hastalıkları iyileştirdiği, kaliteli bir yaşam hediye ettiğini belirtmektedir.
Bu birikimden faydalanacak olanlar ise yakın bir gelecekte insanlığın kullanımına sunacaklardır. Aslında bilimsel ilerlemelerle bilimin ve teknolojinin araç olarak kullanıldığı Neo Paganist ilerlemeleri birbirlerine karıştırmaktayız. İnsanlığa ait temel duygu ve alışkanlıkları yok etmek ve sonsuzu sunmak yakın geleceğin klişelerinden olacaktır. Neo Paganların Tanrı inançları semavi bir dindeki mutlak Tanrı kavramından çok farklıdır. Örneğin İslamiyet'te ki Yaratıcı'nın eşi benzeri yoktur, doğmamıştır, doğurmamıştır ve hiçbir şey ona denk olamaz. Paganik birikimde de efendi tanrılar vardır fakat irili ufaklı başka tanrılarda bulunmaktadır bununda dışında kimi zaman insanlar kimi zaman titanlar kimi zaman devler tanrılarla savaşabilirler. Neo Paganistlerin teşebbüsleri ''BİR''liklerini ilan etmeye yöneliktir. Fakat bu, tek ''BİR''den öte pek çok ''BİR''in bulunacağı ortamda onların oluşturacakları cennet görünümlü kaos düzenini işaret etmektedir.
